yokluğunda
ölüyorum az daha
soğuklukta titreyerek düşüyor
sarı kırmızı yapraklar, donmuş yere
çevremde kendi kendini kucaklayanlar
kaybolmuş sıcaklığını, umutluğunu
yakalamayı uğraşıyor, bunalımlı sessizlikte
ben de sana elimi uzatıyorum, boşuna
senin anlamsız yokluğunda
aynanın önünde dururken
tuhaf yüzümü yokluyorum
kim bu dayanmadığım el
memleketi neresi, ailesi kim
buzlu kaplanmış çehre
niye bana bakıyor durmadan
bakma, herif, yalvarıyorum
senin kahrolası yokluğunda
kuşlar gitti yine, kaçtı güneye
birbirine çağırarak, kanatları
görmeyen dünyayı kaplıyordu
habersiz gitti, senin gibi
ve ben ellerimi yine uzatıyorum
ama daldan düşmüş bir kuş gibi
uçamam, kanatım kırdı, kalbim de
yokluğunda